Bungou Stray Dogs; Yazar Dazai Osamu Gerçeği


Tür: Gizem, seinen, doğa üstü

Geçenlerde bir blogta gezerken "aaaa BSD'daki Dazai aslında Japon bir yazarmış" gibi bir şaşkınlık durumu görünce bu durumla ilgili bir yazı yazmalıyım diye düşündüm. Herkes az çok bu konuyu araştırsada hala aydınlanması gereken bir iki otaku'muz var demekki 😌 

Öncelikle Bungou Stray Dogs'a bakalım minnacık. 2016'nın en ses getiren yapımlarından biri oldu BSD bilindiği üzere. Böyle bir fan patlamasını Yuri!! On Ice( Yakından Inceleyelim; Yuri!! On Ice ) dada görmüştük. İtiraf etmeliyim ki 16-17 sezonu çok kaliteli ilerliyor. 

Animemizin ilk sezonu bakım evinden kovulan sokakta açlıktan ölmek üzere olan Atsushi Nakajima'nın etrafında dönüyor. Bir kanalın kenarında açlıktan yarı baygın bir haldeyken tesadüf eseri Dazai Osamu ile tanışıyor. 


Dazai'miz ise hobisi intihar etmek olan, devlet adına çalışan doğa üstü güçlere sahip insanların bir araya toplandığı ve askerin bile müdahale edemediği durumlara atanan bir büroda dedektif. Dazai ile tanıştıktan sonra kaplana dönüşme yeteneği olduğunu öğrenen Atsushi büroya katılıp dedektiflik yapmaya başlıyor. Birinci sezonda Liman Mafyası denilen bad boys clup ve Dedektiflik Bürosu arasındaki Atsushi kavgasını ve karakterlerin azıcık iç dünyasını izliyoruz. İkinci sezon ise açılışı Dazai'nin dedektiflik bürosundan önceki hayatıyla yaptı. Ben şuanda ikinci sezonun ortalarındayım ancak yazıyı bitirip animeye devam etmek için can atıyorum.


Serinin en çok fan kitlesine sahip olan karakterlerinden olan Dazai Osamu aslında 19 Haziran 1909 doğumlu yazar komünist ve 5 kere intihar girişiminde bulunup 5. De bunu başarmış olan Dazai Osamu'dan alıntı. Gerekse kitaplarındaki satır aralarındaki mesajlarından, gerek aristokrasiyi gülünç bulan tavrından gerekse son intiharında 'doğduğum için beni affedin' diye not bırakmış olmasından Dazai Osamu japonyada hala daha çok sevilen bir yazar. Ve japon halkı için hala çok önemli. Bu animeylede muhtemelen gençlere Dazai gerçeği hatırlatılmak istenmiş. 

Dazai Osamu ( Şuuci Tsuşima)'nun hayatını biraz daha eşelemek istiyorum. Çünkü bana göre okudukça insanı içine çeken bir hikaye bu. 

Asıl adı Şuuci Tsuşima olan yazar Osamu Dazai 19 Haziran 1909 doğumlu. Zengin ve aristokrat bir ailenin 12 çocuğundan 10. Olarak dünyaya gelen yazar Dazai 17 yaşında yazılar yazmaya başlar. Ailedeki siyasetçi olma geleneğine karşı çıkıp Tokyo Üniversitesi Fransız Edebiyatı bölümüne kayıt olur ve ailesinin tüm itirazlarına karşı yazmaya devam eder.


Kendine idol olarak belirlediği kısa öykü yazarı Ryunosuke Akutagawa dolayısıyla Marksizm'le ilgilenmeye başlar. O dönemde Japonya'da yasaklı olan Komünist Parti'ye üye olur. Parti üyesi olduğu anlaşılınca tutuklanır. Araya giren ailesi sayesinde serbest bırakılsa da evlatlıktan reddedilir.

Zaten aristokrasiyi reddedip sorgulayan karamsar bir yapısı olan Dazai kendini alkole kadınlara bırakır.

Bu konuyla ilgili pek çok yayın Dazai'nin ilk intihar girişiminin idol olarak gördüğü Akutagawa'nın intiharından sonra girdiği karamsar buhranda intihar fikrine ılınmasıyla olduğunu söylüyor. Atugawa'nın intiharından 2 yıl sonra uyku hapı alarak intihar girişiminde bulunur ancak hayatta kalır. Bundan sonrası dahada kötüleşiyor; akıl hastanesine yatan Dazai su yerine alkol içmeye başlıyor tabiri caizse. Bu dönemde tanıştığı Oyama Hatsuyo isimli geyşa (hayat kadını) ile evlenince ailesi tarafindan ikinci kere reddilir. 


Dazai ikinci intihar girişimini yine Hatsuyo ile uyku hapı içerek yapar ancak ikiside ölmez ve çift boşanır. Dazai vazgeçmez ve 19 yaşındaki bar hostesi Shimeko Tanabe 'yi de ikna ederek kendilerini denize atarlar. Tanebe hayatını kaybederken Dazai hayatta kalır. Yazar bu olayı kitaplarında şöyle anlatır: “O gece, Kamakura’da denize atladık. Kadın, kuşağının kafede birlikte çalıştığı bir arkadaşının olduğunu söyleyerek güzelce katlayarak kayaların üstüne koydu. Ben de paltomu çıkarıp aynı yere koydum ve birlikte denize girdik. Kadın öldü ve ben kurtuldum”

Tüm bunlar olurken Dazai önemli eserler vermeye ve iyi bir yazar olmaya devam eder. Tanabe'nin ölümünden sonra sorguya alınsada serbest bırakılır. Alkol, esrarkeşlik ve veremle geçen bu süre de okuldan mezun olamayacağını anlayan Dazai bu sefer de kendini asmayı denediyse de, yazarlıkta gösterdiği başarıyı, kendini öldürmeye çalışırken gösteremeyerek yine hayatta kalır.

Güzellik salonu çalışanı Tomie Yamazaki'yle tanışır, onun evine taşınır. Birlikte yaşayan çift kendilerini Tamagawa Kanalına atarak intihar eder. 5. ve son denemesinde başarılı olan, yalnızlığın, yabancılaşmanın yazarının cesedi 39. doğum günü olan 19 Haziranda bulunur. Dazai üzerinde çalıştığı son kitap olan "hoşçakal" ı bitiremeden ölmüştür. Son kitabının finalini dünyaya hoşçakal diyerek bitiren yazarın Japon toplumu üzerindeki etkisi oldukça büyüktür.

Yazar'ın ölmeden bıraktığı intihar notunda yazan "Doğduğum için beni affedin." sözü Japon kültürünü oldukça etkilemiş ve günümüze kadar gelmiştir.


Dazai'ninde kendi hayatını anlattığı bir eseri bulunmakta. Ningen Şikkaku (İnsanlığımı Yitirirken, 1948) bir anlamda Dazai'nin özyaşam öyküsüdür. Bu eserinde Dazai çocukluğunda yaşadığı yalnızlığı, gençliğinde ailesinden kopuşunu ve daha sonra Tokyo'da geçirdiği sıkıntılı yıllarını, intihar girişimlerini, vereme yakalanışını içe dönük bireysel bir anlatı yerine, yaşam alışkanlıkları üzerinde yoğunlaşarak ustalıkla ve yalın bir anlatımla kaleme almıştır. Kalbi kırılan, üst üste çöküşler yaşayan, gelişigüzel kullandığı ilaçlar sonunda bünyesinin dengesini de kaybeden öykü kahramanı Yozo, anlatının sonunda insanlığını yitirdiğini itiraf etmektedir. Belki de, Yozo'nun anlatısının ilk cümleleri Dazai'nin neyi vurgulamak istediğini çok iyi özetlemektedir: 'Yaşamım utançlarla doludur. İnsan yaşamının ne olduğu hakkında bir fikrim yok.'

Yazıma No Longer Human'ın D&R linkiyle sonlandırıyorum. Zaten oldukça uygun bir kitap. Ve bana göre 5 kere intihar girişiminde bulunmuş bir adamın hayatından daha ilgi çekici bir kitap daha yok. Diğer kitaplarınada bir göz atabilirsiniz.


Yorumlar